CHP Genel Başkanı Özgür Özel, usta yazar Yaşar Kemal’in 101’inci doğum gününde, dünyaya geldiği Hemite köyündeki Yaşar Kemal Kültür Evi’ni ziyaret etti. Yaşar Kemal’in sözlerini hatırlatan Özel, “Yaşar Kemal’in kaleminden dökülenler, hepimize hem vasiyettir hem hepimizin tutması gereken bir sözdür” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile beraberindeki partililer, Türk edebiyatının usta kalemlerinden Yaşar Kemal’in doğduğu Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Hemite köyündeki Yaşar Kemal Kültür Evi’ni ziyaret etti. Burada anı defterine yazı yazan Özel, ardından İnce Memed Anıtı’nı ziyaret edip, Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban ile sohbet etti.
‘HER ZAMAN VİCDANIN SESİ OLMUŞ’
Ziyarette konuşan Özgür Özel, “Burası, 101 yıl önce Yaşar Kemal’in doğduğu, büyüdüğü bir yer. Van’ın Muradiye ilçesinden 1915’te Rus işgalinden dolayı buraya göçmüş. Buraya yerleşip, buranın insanları bir arada olup, buranın kültürüyle büyüyüp, kendi kökleriyle buranın kültürünü harmanlayıp, şüphesiz Türkiye’nin dünyaca en tanınmış edebiyatçısı, Türkiye’nin en önemli aydınlarından bir tanesi, her zaman vicdanın sesi, her zaman barışın savunucusu olmuş Yaşar Kemal’in yetiştiği topraklardayız. Buranın Türkiye kültürü açısından, Türk toplumu açısından, Türkiye’de yaşayan hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun, tüm insanlar açısından çok büyük önemi var. Böyle bir günde burada olmak çok önemli. Yanılmıyorsam 2013 yılında kazandırılmış burası. Meslektaşım Kadirli Belediye Başkanımız tarafından bundan sonra çok daha fazla sahiplenerek, buranın zaten aslında dünyanın Türkiye’de en çok bilinen köyünün bu namına, bu gerçekliğe uygun şekilde hatırlanması gerekiyor” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN DÜNYADA EN ÇOK BİLİNEN KÖYÜ, BURASIDIR’
Özgür Özel, “Yaşar Kemal’in sayısız kitabı, sayısız sayıda baskıyla, çok sayıda dile çevrildi. Yaşar Kemal, Hemite köyünden pek çok kitabında bahseder. O yüzden Türkiye’nin dünyada en çok bilinen köyü, burasıdır. Buranın daha görünür olması lazım. Başkanımız bir Yaşar Kemal Kültür Festivali başlattı. Onunla ilgili bilgileri okudum. Mutlaka bunun en önemli ayağının Hemite köyü olması lazım. Buraya bundan sonra imkanımız oldukça her sene gelmeye devam edelim. Burada Türkiye’nin genç edebiyatçılarını, dünya edebiyatının önemli isimlerini ağırlayalım, ihtiyaç olursa Kadirli Belediyesi’nin gücü yetmezse, Adana Büyükşehir Belediyesi burada. Geçmişte Adana Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nde değilken bu işler aksıyordu. Şimdi başkanımız da burada. Başkanım siz uluslararası festival işlerini iyi biliyorsunuz. Eczacı meslektaşım hevesli ama imkanlarıyla belki bu işi yapmaz. Yaşar Kemal’in köyünün eskiden bağlı olduğu Adana, şimdi bağlı olduğu Kadirli belediyeleri bir Uluslararası Yaşar Kemal Kültür Sanat Festivali için el ele versinler; birincisini seneye yapalım olur mu başkanım?” diye konuştu.
‘SİYASİ ŞARTLAR NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ALMASINA MANİ OLDU’
Özel, “Yaşar Kemal, bu köy için ‘Çukurova’nın karnına doğru yürümüş kayalık bir dağın koyağında’ diyor. Bunu okuyunca koyak ne demek diyorsun gündelik hayatta kullanmadığın için, açıp bakıyorsun, iki dağ arasındaki verimli bir araziden bahsediyor. Yaşar Kemal, bir cümleyi kurarken size sadece bir cümle kurmuyor. Bir tane de kelime öğretiyor. Bir kelime öğretmiyor, bir coğrafyayı tanıtıyor. Hem merakı hem de bir edebiyatçının maharetinin nelere ne kadar önemli sonuçlar doğurabileceği gösteriyor. Yaşar Kemal’le ilgili en takdir ettiğim, emek veren insanlardan bir tanesi, bugün buraya birlikte geldiğimiz Genel Başkan Yardımcılarımızdan Burhanettin Bulut’tur. Adana Eczacı Odası Başkanıyken Yaşar Kemal’i misafir ettiği, onun kitabını Türkiye’deki bütün eczacı odalarına dağıttığı, onun söyleşilerine bizi davet ettiği ve hemşerisi Yaşar Kemal’e sahip çıkan ve onu bütün Türkiye’de gücü nispetinde tanıdan çabalar içinde olurdu. Biraz önce hanımefendiyle de o günleri hatırladık. O açıdan ben de onun altını çizmek isterim. Cumhuriyet’in kurulduğu sene doğan Yaşar Kemal, benim doğduğum yıl 1974’te Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. 5 finalistten bir tanesi oldu. Tabii o günün şartlarında, Kıbrıs Barış Harekatı’nın, ambargonun şartlarında bu adaylık bile muazzam bir şey. O gün tabii siyasi şartlar belki onun Nobel Edebiyat Ödülü almasına mani oldu ama dünyadaki pek çok edebiyatçının ve Türkiye’deki herkesin gönlünde Yaşar Kemal, aldığı ödüllerin yanında Türk insanının tamamının kalbinde tahtta olan ve ödüllerin en büyüğüne sahip olan birisidir. Kendisinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
‘İNCE MEMED GİBİ OLMAK DURUMUNDAYIZ’
Adana’da özellikle muhalif siyasetçilerin, Yaşar Kemal ile övündüklerini kaydeden Özel, şöyle devam etti:
“Yaşar Kemal’in 32 yılda yazdığı 4 kitaplık İnce Memed serisiyle övünürler. Derler ki ‘Biz Abdi Ağalara karşı İnce Memed olmaya geldik.’ Biz de Abdi Ağaların düzenine karşı, kadın cinayetleri yaşanırken, kadınların arkasından çekilen ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları savunmasız bırakan Abdi Ağalara karşıyız. Bugün yolda durduk. 700 derece ateşin karşısında çalışan, pandemide dünya rekorları kıran, karların en büyüğünü elde edenler, işçisine, emeğinin karşılığını vermiyor, orada işçiyle patron karşı karşıya durduğunda bizim İnce Memed’leri oraya koşmuşlar, 100 gündür yanında duruyorlar ama patronu savunan Abdi Ağalara karşı 12 bin 500 lira, emekli maaşı veriliyor. İktidara geldiklerinde o emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. ‘Emekliyi ezdirmeyeceğim, enflasyona göre zam vereceğim’ deyip o 1,5 asgari ücret, bugünkü fiyat da olsa 26 bin lira emekli maaşı olacakken 12 bin 500 lira emekli maaşına, en düşük emekli maaşına insanları muhtaç eden, o gün 8 çeyrek altın alınan emekli maaşını bugün 2,5 çeyrek altın düzeyine düşüren Abdi Ağalara karşı, seçim yılı ‘Enflasyon yüksek’, bu lafı dediğinde yüzde 32, ‘Asgari ücreti 4 kere zamlayabiliriz, martta, temmuzda, ekimde dönüp yine aralıkta” deyip, seçildikten sonra enflasyonun yüzde 80’lerde olduğunda, şu an bile baz etkisiyle, yaz etkisiyle yüzde 50’de, bir kez bile asgari ücreti zamlamayıp, 17 bin liralık asgari ücret verildiğinde 17 bindi, şimdi o günkü parayla 11 bine düşmüş. İnsanları bu sefalete mahkum eden Abdi Ağalara karşı, dünyanın en barışçıl eylemini yapmış Tayfun kardeşimizi ve Gezi tutuklularını Silivri’de tutan Abdi Ağalara karşı, görüşünü, fikrini söyleyen herkesi terörist ilan eden ve ‘Osmaniye’de belediye başkanı seçersiniz de Diyarbakır’da seçerseniz onlara oraları yönettirmem’ diyen Abdi Ağalara karşı Yaşar Kemal gibi olmak, onun İnce Memed’i gibi olmak durumundayız.”
‘YAŞAR KEMAL’İN KALEMİNDEN DÖKÜLENLER, VASİYETTİR’
Yaşar Kemal’in 2014’te Bilgi Üniversitesi’ne çağrıldığını ancak sağlık sorunları nedeniyle gidemediğini hatırlatan Özel, şunları dedi:
“Bir mesaj yollamış. Bakın ne demiş; ‘Benim kitabımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İnsanın, insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılamasın. Kimse kimseyi yok etmeye çalışmasın. Asimile etmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar, yoksullukla birlik olsunlar. Yoksulluk, bütün insanların utancıdır. Benim kitabımı okuyanlar, cümle kötülüklerden arınsınlar.’ Yaşar Kemal kimin yanındaysa ben, biz, hepimiz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Yaşar Kemal’in yanında durduğu herkesin yanındayız. Kürt’ün de Türk’ün de garibanının arkasındayız. Alevi’nin de Sünni’nin de işsizinin yanı başındayız. Bu ülkenin her etnik gruptan, her mezhepten, yoksullarının, kimsesizlerinin, işsizlerinin, güvencesizlerinin, evladının geleceğinden endişe edenlerin ve bu memleketten, bu halinden yorulup yurt dışına gitmeyi düşünen gençlerinin hepsinin yanındayız ve size söz veriyoruz, Yaşar Kemal’in kaleminden dökülenler, hepimize hem vasiyettir hem hepimizin tutması gereken bir sözdür. Bu ülkede bütün eşitsizlikler ortada kalkana kadar, yoksulluğu yönetmek değil, yok etmek için bir iktidar kurup, o iktidarla yoksulluğu yok edene kadar her türlü eşitsizlik, adaletsizlik ortadan kalkana kadar, hiçbir suçu günahı olmadığı halde hakkında mahkeme açılmadığı halde, açılıp da yargılanıp beraat ettiği halde işinden, gücünden edilmişlere gelip sahip çıkana kadar, insanı ters dizsen düz çıkan, bu güzelim Çukurova’da pamuk yeniden beyaz altını olana kadar, emekçiler, çiftçiler hakkını, alnının terinin karşılığını alana kadar, Yaşar Kemal cesaretiyle mücadele etmeye, yapılacak ilk seçimlerde Yaşar Kemal’in sahip çıktıklarını iktidara getirmeye söz veriyorum.”
BAHRİYE ÜÇOK’U 34’ÜNCÜ ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE ANDI
Türkiye’nin ilk kadın ilahiyatçısı Bahriye Üçok’un da bugün 34’üncü ölüm yıl dönümü olduğunu kaydeden Özel, “Bir Cumhuriyet kadınını, bir aydını, bir profesörü hem de bir ilahiyat profesörünü, sırf hurafeyi savunmayıp, bilimi savunduğu için, birileri gibi dini eşitsizliklerin üstünü örtmeye, haksızlıkların üstünü örtmeye araç etmeyip aksine dinin, insanların eşitliğine hizmet etmesi, yoksulluğu yenmek için her dindarın mücadele etmesi gerektiğini söylediği için, bütün yaptıkları haksızlıkları yüzlerine haykırdığı için bir ilahiyat profesörünün Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu olmasını hazmetmedikleri için bugün onu katlettiler. Buradan barışın savunucusu, en büyük barış savunucusu, bütün katillerin düşmanı, Yaşar Kemal’in doğduğu günden Bahriye Üçok’a rahmet diliyoruz. Onu katledenleri bir kez daha lanetliyoruz. O karanlığa karşı Bahriye Üçok olmaya, Yaşar Kemal olmaya, mücadele etmeye, hep birlikte bir kez daha söz veriyoruz, ant içiyoruz” diye konuştu.
Özgür Özel ve beraberindekiler, daha sonra Kadirli İlçe Başkanlığı ve Kadirli Belediyesi’ni ziyaret etti.